79 atom numarası ile periyodik cetvelde yer alan altın, saf halinde iken kolayca işlenebilir. Saf altının ısırılması geleneği altının bu özelliğine dayanmaktadır. Gayet yumuşak bir forma sahip olan bu maden çok kararlı yapıda olup hava şartlarından etkilenmez ve küflenme, bozulma gibi olayları yaşamaz. Başta mücevharat olmak üzere elimizde ki telefonlardan tutunda, kullandığımız neredeyse tüm bilgisayar televizyon gibi teknolojik aletlerde de kullanılmaktadır.
Örneğin günümüzde atık haline gelmiş, artık kullanılamayan bu teknolojik aletlerden altın, bakır gibi metallerin geri kazanımı hakkında çalışmalar ve tesisler mevcuttur. Peki ya altın nasıl aranmakta ve yeraltından nasıl çıkarılmakta? Siyanür bu işin neresinde kullanılmakta? Gelin birlikte keşfedelim.
Altın Aramada Siyanür Kullanımı
Altın yerin altında, magmanın tabiri caizse ısı basınç gibi etmenler ile yoğurulması sayesinde oluşmaktadır. Bir arazide altının varlığının tespiti genel olarak jeoloji ve jeofizik mühendislerinin bilgi, birikim ve çalışmalarına dayanarak yapılmaktadır. Altın yataklanmasının olması muhtemel alanların tespiti ardından bu alanlara “karot işlemi” dediğimiz yer altından örnek alma işlemi yapılır. Bu karot alma işlemi yataklanmanın konumu, ekonomik şartlar vs gibi etmenlerin mevcudiyetinden dolayı sıklığı ve sayısı değişebilir.
Ne kadar çok karot numenesi alınırsa yataklanma hakkında o kadar bilgi sahibi olunur. Alınan numeler çok detaylı bir laboratuvar çalışmasına tabi tutulur. Bu çalışmalarda cevher yataklanmasının toprak altında ki konumu, damarlanma yapısı ve rezerv-tenör bilgileri alınır. Rezerv; ton veya metreküp cinsinden işletilebilir cevher kütlesidir. Tenör ise altının dahil olduğu metal madenli grupları için kullanılan bir terimdir. Birim miktarda ki hacim veya ağırlıkta bulunan cevher oranıdır, gram/ton ve gram/metreküp gibi.
Siyanürün kullanımı ilk olarak bu aşamada devreye giriyor. Altının tenörü, üretimin hangi yöntemle yapılması gerektiği gibi teknik soruların cevabı için laboratuvar ölçekte siyanür kullanılır. Karotlardan alınan bu bilgiler doğrultusunda cevheri çıkarmak için gerekli olan yatırımın bütün ayrıntıları ekonomik olarak en ince detayına kadar hesaplanır ve bu işletmenin karlı işletme olup olmadığı hakkında bilgi sahibi olunur. Eğer sonuç işletilebilir bir maden yataklanması olarak çıkarsa işletme faaliyetlerine başlanır.
Siyanür işte bu aşamada devreye girer. Gerekli analizler ve araştırmalar sonucu işletmeye alınan altın madenin işlenmemiş halden külçe altın olarak eldesinde çeşitli yöntemler kullanılır. Bu aşamada flotasyon gibi kimyasal bir işlemin yanında genellikle kimyasal liç uygulaması da kullanılır. Kimyasal liç 2 farklı uygulama ile karşımıza çıkar. Yığma liç yöntemi ve tank liçi yöntemi.
Yığma liç yönteminde altın içeren ham cevher kırma ve eleme işlemleri ile boyut küçültme işlemlerine tabi tutulur. Bu işlemin ardından tane boyutu küçültülmüş cevher, yığınlar halinde depolanmaya başlar. Siyanürün ilk kullanımı bu alanda olur. Çünkü siyanür toprakta veya kayada yani ham cevherde yan kayaçları ile birlikte bulunan altını yan kayaçlarından ayırabilen tek kimyasaldır. Sodyum siyanür (NaCN) kimyasalı ile bu yığınlar adeta yıkanır. Yığınlar oluşturulmadan önce yığın yapılacak yere oluşturulmuş çeşitli sistemler ile altın yüklü NaCN çözeltisi alınır. Yüklü çözelti gerekli işlemlerin ardında külçe altın eldesi için hazır konuma gelir.
Diğer bir liç yöntemimiz ise tank liçi yöntemi. Tank liçinde yine aynı şekilde kırıcıların, değirmenlerin, eleklerin ve bunlar gibi çeşitli makina ekimpanların kullanıldığı tane boyutu küçültme işlemine tabi tutulur. Tane boyutu küçültülmüş ham cevherimiz bu sefer yığmalar hallinde liç işlemine tabi tutulmak yerine tanklarda NaCN çözeltisi ile çözeltme işlemine tabi tutulmakta. Yine aynı şekilde yüklü NaCN külçe altın eldesi için gerekli işlemlerin uygulanması için tanklardan alınır.
Gördüğünüz üzere haberlerde, medyalarda yazıldığı ve konuşulduğu gibi altın aranmasında siyanür kullanımı yoktur. Siyanür sadece altın elde etmek için yüksek çevre-doğa bilinci ve güvenliği ile kullanılmaktadır. Hatta başta dünya da olmak üzere ülkemizde de, içeriğinde ki altının alındığı NaCN çözeltisi, bir takım işlemlerin ardından tamamen zararsız ve siyanür içeriği 0 hale getirilerek tekrar kullanılmak üzere depolanır.